26 Şubat 2014 Çarşamba

Vakıf Taşdelen 15 Litre Cam Damacana Artık Mutfaklarda

Hayatımızdaki önemi nedeniyle içeceğimiz suyu seçerken çok titiz davranıyoruz.

Bunun için de suyumuzun özellikle cam ambalajda olmasını tercih ediyoruz.



Uzun yıllardır bu hassasiyetle suyu bize cam şişelerde ulaştıran Vakıf Taşdelen’den beklenen yepyeni ürün işte karşınızda.

Vakıf Taşdelen 3 litrelik cam şişesinin yanısıra şimdi de 15 litre cam damacanada.

Tabii konu sağlık olduğu için Vakıf Taşdelen bu yeni ürününde bütün ayrıntıları da düşündü.

Vakıf Taşdelen 15 litre cam damacanayı sipariş ettiğinizde, BPA içermeyen sağlıklı pompanızı, cam boru seçeneğiyle tercih edebiliyorsunuz. Kısaca sağlıklı cam damacanayı, sağlıklı cam boru ile kullanabiliyorsunuz.

Cam damacanın diğer bir özelliği de plastik olmayan, özel sağlıklı kapağı…

Ayrıca Vakıf Taşdelen 15 litre cam damacanayı, gün ışığını kırarak suya olumsuz etkisiniz azaltan özel tasarım koruma ve taşıma kasası ile birlikte kullanabiliyorsunuz.

Siz de sevdikleriniz için Vakıf Taşdelen 15 litre cam damacanayı tercih edin,

hayatınızda sağlıklı suya yer açın.

Vakıf Taşdelen Facebook

Vakıf Taşdelen Twitter

Vakıf Taşdelen Web
Bir boomads advertorial içeriğidir.

25 Şubat 2014 Salı

Çocuk Eğitiminde Pozitif İletişim / Adem Güneş


Bu aralar genellikle çocuk yetiştirmek üzerine kitap okuyorum, çünkü öğrenmem gereken çok şey var :) Can oldukça zorlu bir döneme girdi, 3 yaş, bu sebeple ne kadar çok okursam o kadar kar!

Adem Güneş, iyi bir pedagog. Benim tek hoşuma gitmeyen tarafı, her konuyu mutlaka dönüp dolaştırıp dini açıdan da ele alması. Ben biraz daha işin bilimsel boyutunu öğrenmek istediğim için, açıkçası bu tarz kitapları tercih ediyorum ama gerçekten çok faydalı bilgiler edindiğim kitapları da var.Çocuk Eğitiminde Pozitif İletişim adlı kitabı da bunlardan biri. Gerçekten çok şey öğrendim kitabı okurken. Örneğin;

-" İletişimde en aktif organ - bilinenin aksine- kulak değil 'göz' dür. İki kişi arasında sürdürülen bir iletişimde göz saniyede 10 milyon 'bit' bilgi alırken, kulak saniyede 100.000 bit veri almaktadır."

-" Negatif tetikleme; kişinin, benliğini, olumsuz söz ve ifadeler ile tehdit etmek, böylece kişide oluşan olumsuz, negatif duygularla pozitife doğru taşımaya çalışmaktadır. 'Negatif tetikleme' ile kişiden 'pozitif davranış bekleme yanlışı' maalesef günümüz ailelerinin en büyük hatasıdır."

-" Erken çocukluk döneminde, çocuklarla kurulan iletişimde 'hayır' kelimesini kullanmak çocuğu hırslandırır, sinirlendirir ve agresif bir tutum içine girmesini sağlar. İletişim kapılarının kapanmasına sebep olur."

-" Anne baba olmanın en önemli özelliği; anne-babada ruhsal dinginlik olmasıdır. Anne-baba olmak, çok kitap okumak ile alakalı değildir. Kendi iç sesini duyabilen, kendi dünyasında fırtınaları dindirmiş, zayıflıklarının farkına varmış, nefsinin elinde perişan olan biri değil, nefsine karşı kendini geliştirebilmiş ve o makamda bir insan olması lazımdır ki çocuğuna faydalı olabilsin."

-" Çocuklar ceza anında bastırdıkları öfkelerini, daha da şiddetli bir şekilde, başka yerlerde kullanmaktadırlar."

-" Çocuk, kendisine verilen bir  cezayı, yanlış davranışına değil; kimliğine karşı verilmiş bir ceza olarak algılar."

Bence anne babaların okumadan geçmemesi gereken bir kitap.


20 Şubat 2014 Perşembe

Çıtır Çıtır Felsefe - İnanmak ve Bilmek / Brigitte Labbe

Günışığı Kitaplığı'nın en sevdiğim serisi Çıtır Çıtır Felsefe'nin yeni kitabı Bilmek ve İnanmak çıktı.


"Dünya çocukları bu diziyi okuyor! Yaşamı ve dünyanın işleyişini anlamaya çalışan çocuklara, temel kavramları, doğru sorular sorarak düşündüren dizi, gerçek yaşamdan pek çok renkli örnekle dolu. Çocuklar, öğretmenler ve anne babalar, her kitapta farklı bir kavram üzerine birlikte düşünüyorlar, birlikte konuşuyorlar."

" Hiçbir şeyden kuşku duymadığımızda, her şeyi bildiğimizden emin olduğumuzda, sorun şudur: Başkalarına hiç alan bırakmayız. Onların fikirlerini artık dinlemeyiz, tıpkı birinin suratına kapıyı çarpmak gibi, zihnimizi tamamen kapatırız. Kibarlık, yalnızca 'teşekkürler', 'lütfen' demekten ibaret değildir. Bir de, zihinsel kibarlık vardır: Başkalarını dinlemek ve kendi fikirlerimizi onlara sunmak..."


19 Şubat 2014 Çarşamba

Annelik Her Zaman Toz Pembe Değil / Elif Doğan (Blogcu Anne)




Ben anne olmadan önce başladım annelik üzerine kitaplar okumaya.
Her zaman ilgi duyardım, günün birinde illa ki lazım olacak diye okurdum. Sonra Can'a hamile kaldım ve daha bir iştahla okumaya başladım annelik ve bebek bakımıyla ilgili kitapları.

Annelik üzerine kitaplar okurken genelde dikkat ettiğim şey şu olurdu:
Anneliğin hangi dönemini yaşıyorsam, o dönemle ilgili kitaplar okumak. Örneğin, çocuk yapmaya karar verdiğimde, hamilelik ile ilgili kitaplar okudum; hamile olduğumda, bebek bakımı üzerine kitaplar okudum; Can doğduğunda da çocuk bakımı, eğitimi üzerine okudum, halen de okuyorum. Oğlumla ilgili ne sıkıntılarım varsa, neleri merak ediyor, öğrenmek istiyorsam, onlara yönelik kitaplar okuyor, bilgi edinmeye ve öğrendiklerimi hayatıma adapte etmeye çalışıyorum.

Sevgili Blogcu Anne Elif Doğan'ın kitabı Annelik Her Zaman Toz Pembe Değil, anneliğin sadece bir dönemine ait bir kitap değil bence. İster yeni anne olmuş olun, ister boyunuzca çocuğunuz olsun, tüm annelerin zevkle okuyacakları bir kitap.

Elif Hanım'ın blogunu takip ediyor ve sık sık, takıldığım konularda yazdığı yazılarını okuyorum. Kitabı da beni okudukça hem rahatlattı, hem aydınlattı, hem de eğlendirdi. Sanki karşınızda oturmuş sizinle sohbet ediyor gibi yazdığı için, rahatça okuyorsunuz kitabı. Üstelik yazdığı her konuyu kendi deneyimlerine dayandırdığı için, daha bir inandırıcı, daha kabul edilebilir. Öyle boş boş atıp tutmuyor anlayacağınız.

Kitap "Anne Halleri", "Gebe Halleri", "Çoluk Çocuk Halleri", "Anne Baba Halleri", "Kardeş Halleri" ve "Açık Mektuplar" diye bölümlere ayrılmış. Kitabın sonunda da "Anne Sözlüğü" yer alıyor; burada Elif Hanım'ın samimi, duygusal  ve komik yorumlarıyla anlamlandırdığı kelimeler var. Okudukça içinizden "evet gerçekten öyle" diyor, ona hak veriyorsunuz.

Annelere tavsiyem, anneliğin zorluklarından çok dert yanmaya başladıkları anda Elif Doğan'ın kitabını alıp okusunlar ve rahatlasınlar. Bu onlara gerçekten iyi gelecektir.


13 Şubat 2014 Perşembe

Curcuna Evi / Christine Nöstlinger



"Çivisi çıkan bir aile, şiddetlenen kavak yelleri... Tam bir curcuna!"

Çocuk ve gençlik edebiyatına yön veren benzersiz yapıtlarıyla tüm dünyada çok okunan Christine Nöstlinger, ünlü gençlik romanı Curcuna Evi'nde geniş bir ailenin öyküsünü ustaca kelimelere döküyor. Yetişkin dünyasının karmaşası içinde yolunu bulmaya çalışan genç bireylerin gözünden anlatılan roman, aile kurumunu oluşturan bireylere ve ilişkilere dair kabulleri yerle bir ederek, yepyeni bir bakış açısı ve düşünme olanağı sunuyor. Yazar, genç bireyin iç sesini dinleme deneyimini, sorumluluk alma bilincini, ilişkileri düzenleme yeteneğini ve ilk aşk heyecanlarını kendine özgü üslubuyla dillendiriyor. Temposu ve mizah düzeyi hiç düşmeyen roman, gençlere olduğu kadar kendine farklı bir gözle bakmak isteyen yetişkinlere de keyifli bir okuma vaat ediyor. Dünya edebiyatının çok ödüllü yazarı Nöstlinger'in bu romanı, Günışığı Kitaplığı'nın miniklere, çocuklara ve gençlere sunduğu özel Nöstlinger koleksiyonunun 22. kitabı.

"Marie bir rastlnatı sonucu, yüz yıllık aile evleri Henriette Konağı'ın ellerinden gitmek üzere olduğunu öğrenir. Birbirlerini umursamadan yaşayan aile bireyleriyse, çılgın hayalleriyle ünlü büyükannenin planlarından habersizdir. Maire, bir yandan evdeki curcunayla uğraşırken, bir yandan da ilk gençliğin heyecanları içinde duygu karmaşasını çözmeye çalışır. Birbirleriyle her fırsatta didişen gençlerin ve ilginç aile büyüklerinin yarattığı curcuna acaba nasıl dinecektir?"