25 Ağustos 2014 Pazartesi

Beni Bulun / Michelle Knight (Martı Yayınları)


"Ne zaman bir kelebek görsem, hayatın gerçekten ne kadar değerli olduğunu tekrar hatırlıyorum. Tırtıldan güzel bir kelebeğe dönüşebilmek, özgürce ve mutlu bir şekilde nereye istiyorsan oraya uçabilek. Sana ne yapman gerektiğini söyleyen birileri olmadan yaşamak. Ben de hiçbir endişem, kaygım, acım olmadan; hiçbir şey için gözyaşı dökmeden özgürce uçacağım günü bekliyorum. Sadece mutlu olmak istiyorum. Güzel kelebeklerinki gibi özel bir gün yaşamak istiyorum. İçimde hüzün olmasın istiyorum."

Öyle bir kitap okudum ki, nasıl anlatacağımı bilmiyorum.

Michelle Knight. Ailesinden sevgi görmeden büyümüş, evden kaçıp sokaklarda yaşamış, çocuk denecek yaşta hamile kalıp anne olmuş ve bakamadığı için çocuğu elinden alınmış. Tüm bu yaşadıkları yetmiyormuş gibi, 2002 yılında, çocuğunu görmeye gitmeye çalışırken, sapık bir adam tarafından kaçırılmış ve tam 11 yıl boyunca (dile kolay, 11 gün değil, 11 yıl) o adamın tecavüz ve işkencelerine maruz kalmış. Öyle pis bir ortamda, öyle şeyler yaşamış ki, okurken insanın yüreği dayanmıyor; acaba kadın nasıl dayanmış diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz.

Sonrasında adam iki kadını daha kaçırıp aynı eve kapatmış ve bu üç kadın aynı evde 11 yıl tutsak edilmiş, iğrenç şeyler yaşamış. 2013 yılında kurtulmuşlar ve bu olay dünya çapında yankı bulmuş. Ben böyle bir olay duyduğumu hatırlamıyorum ama kitabı bitirdikten sonra internetten araştırdım, bir sürü habere rastladım.

"Eve dönüşümü kutlamak istiyorum, cenazemi görmek değil. Söylemek ve yapmak istediğim hala çok şey var. Hayat, yanlış yaşamak için çok kısa... Bugünden sonra her iyi olanı kucaklayacak ve her kötü şeyi bozacağım. Bir hayat için yeterince kötülük gördüm. Şimdi hayatımda iyi şeylerin olmasını ve endişelenmeden yaşayabilmeyi istiyorum. Sevdiğim insanlarla yaşamak, sonsuza dek onların gülümsediklerini görmek ve 'benim' diyebileceğim bir ev istiyorum, hapishane değil. Başarısız ve yıkılmış olabilirim ama bu sadece başım dik ve gururum kırılmış bir şekilde yeniden ayağa kalkabilek için. Sadece bu kabusu kalbim atarak, ruhum çalınmamış ve yara almamış bir şekilde atlatmak için."

Kadınların, erkeklerin, herkesin okuması gereken bir kitap çünkü gerçek bir hikaye var, hepimizin başına gelebilecek bir hikaye...

22 Ağustos 2014 Cuma

Postayla Gelen Deniz Kabuğu / Behiç Ak


Uluslararası üne sahip yazar, karikatürcü Behiç Ak'tan dijital bağımlılıklar üzerine mizah dolu bir çocuk romanı!

Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?

"Gülümseten Öyküler" ve "Tombiş Kitaplar" dizileriyle çok sevilen mizah ustası, yazar Behiç Ak, teknolojinin gündelik yaşamlarımıza etkisini irdelediği Yaşasın Ç Harfi Kardeşliği! kitabının ardından, yine gülümseten bir eleştiri yapıyor. Anı yaşmak ve hissetmek yerine, o anı teknolojik araçlarla kaydedip arşivleyen Sude'nin sanal dünyaya tutkusunu anlatan roman, ilginç karakterleriyle de dikkat çekiyor. Yazar, desenleriyle etkileyici bu romanında, bir yandan çocukların doğadan kopması üzerine, bir yandan da dijital ilişkiler nedeniyle değişen aile ve arkadaşlık ilişkileri üzerine düşündürüyor. Çocukların, içine doğdukları dijital ortamlara ilişkin farkındalık kazanmalarını sağlayan roman, günümüz dünyasını anlamaya ve gelecek için öngörülerde bulunmaya davet ediyor. Her yaştan okur için keyifli bir okuma ve mizah dolu desenleriyle keşif dolu bir yolculuk.

Pandomimci babasının ve avukat annesinin yoğun iş yaşamları, Sude'nin ailesiyle paylaştığı saatleri iyice azaltmıştır. Arkadaşının önerisiyle bir tablet bilgisayar edinen Sude, kısa bir süre içinde, sanal dünyanın parçası olup çıkar. Sıkılmadan oyalanıyor, üstelik her an ulaşılabiliyor diye, onun yeni ilgisini olumlu bulan ailesi, zamanla Sude'nin aşırı tutkusundan endişelenmeye başlar. Annesi kızını "kurtarma" operasyonuna girişir. Sude dijital labirentten kurtulabilecek midir?

Behiç Ak, Samsun'da doğdu; İstanbul'da mimarlık öğrenimi gördü. 1982'den bu yana Cumhuriyet gazetesinde bant karikatür çiziyor. Çocuk kitabı yazarlığı ve çizerliği, tiyatro oyunu yazarlığı ve sanat yönetmenliğinin yanı sıra belgesel film alanında da çalışması olan sanatçının resimli çocuk kitaplarından, ödüllü Yüksek Tansiyonlu Çınar Ağacı'nın aralarında bulunduğu bazıları, Japonya'da yayımlandı. Bunlardan Benim Bir Karışım ve Bizim Tombiş Taştan Hiç Anlamıyor "Tombiş Kitaplar" adı altında Günışığı Kitaplığı tarafından özgün tasarımlarla yenilendi. Sanatçı son olarak bu diziye yepyeni bir kitap ekledi: Bizim Tombiş Fiyonk Makarnayı Çok Seviyor. "Gülümseten Öyküler" adı altında yazıp çizdiği kitaplar her yaştan okurun büyük ilgisini topluyor. Karikatür Kitabı Günışığı Kitaplığı'nın, sanatçının 30 yıllık karikatür birikimini çocuklara sunduğu özel bir albüm. Çocuk romanı Yaşasın Ç Harfi Kardeşliği!'nin ardından Postayla Gelen Deniz Kabuğu ile sosyal medya ve dijital dünyanın yaşamlarımızdaki etkisine dikkat çeken Behiç Ak, İstanbul'da yaşıyor.

15 Ağustos 2014 Cuma

Romantik İroni / Tuba Akyol


Tatile gidecekseniz ve orada deniz kenarında güneşlenirken okumak için bir kitap mı arıyorsunuz? Evet, tam yerine geldiniz!

Nar Kitap'tan Sevgili Tuba Akyol adıma imzalı kitabını gönderdiğinde çok hoşuma gitti. Çok güzel düşünülmüş bir jest bence!
Kitabı alır almaz okuyamadım ama  gözümün önünden ayırmadım, yakında okurum diye. Geçen hafta izinliydim ve evdeyken başladım, iki günde de bitirdim. Öyle eğlenceliydi ki, illa ki okumanız tavsiye olunur!

Kitapta Banu adında bir kadının yaşadıkları anlatılıyor. Daha çok "günlük" havasında yazılmış.İş hayatı, sevgilisi, arkadaşları her şeyi paylaşıyor bizimle. Öyle de tatlı bir dille paylaşıyor ki, su gibi okuyorsunuz.

Kitabın arka kapak yazısı şöyle:

"Mutlu Sonlardan Sonra Ne Olur?

İş yolu biraz engebeli: Dubai'den Diyarbakır'a, Moskova'dan Urfa'ya, Cape Town'dan Van'a yollar...

Aynı evde hayat biraz dalgalı: Mutlu günler, o kadar da mutlu olmayan günler; kavgalar, barışmalar, kahkahadan sessizliğe, meraktan şüpheye, özlemden umursamazlığa haller...

- Aidatı yatırdın mı?
- Hı hı.
Konuşunca barışmış sayıldık.

Maydanozun, şişme botların ve kullanma kılavuzları için kullanma kılavuzu yazılmasının faydaları, rüyalar ve oyunlar, gece hayatı ve sıkıntı, tembellik ve tembel fikirler üzerine, her şey ve hiçbir şey hakkında, sonu olmayan bir kitap.

Ayrılık sevginin değil, hayat karşısında artık yan yana, omuz omuza, el ele durma arzusunun bitmesi demek. Sevgiyi bitiren, nefrete dönüştüren, ayrıldıktan sonra ayrılamamak."

Hala tatile gitmeyen varsa, bu kitabı almadan gitmesin! Demedi demeyin!

14 Ağustos 2014 Perşembe

Sana Sarılırsam Korkma / Fulvio Ervas


"Bazı yolculuklar daha yola çıkmadan başlar. hatta bazen çok daha önce.
On beş yıl önce hayat,sevdiklerimle birlikte, tanıdık, rahat ve huzurlu bir şekilde akıp gidiyordu. Sonra birdenbire Andrea beni altüst etti, ceplerim boşaldı, kalbime açılan kapıların kilidi değişti. Her şey birbirine karıştı.
Bütün bunlar için birkaç kelime yetti: Oğlunuz muhtemelen otistik."

Oğluna 3 yaşında otizm teşhisi konulan bir baba, 18 yaşına gelen bu otistik oğlunu alıp ABD ve Latin Amerika'ya uzanan bir yolculuğa çıkar mı? Hangi anne baba böyle bir şeye cesaret edebilir?

Franco Antonello etmiş. Otistik oğlunu alıp Amerika'dan başlayarak ta Brezilya'ya kadar geze geze gider. Kitapta anlatılanlar da işte bu yolculukta yaşananlar. Aslında öyle güç bir iş ki yaptığı! Oğlu otistik, ne zaman ne yapacağı bilinmiyor. Tanımadığı insanlara sarılıyor ve karınlarına dokunuyor. Ve baba oğul tamamen plansız programsız bir yolculuğa çıkıyorlar.

Kitapta onların yolculuğunu okurken, diğer yandan da bir babanın oğluna olan sevgisini, onunla ilgili endişelerini, çabalarına tanık oluyorsunuz. Hani hep annedir ya çocuğunun etrafında dönen, onun için endişelenen, kendinden bile vazgeçen...İşte burada öyle olan kişi baba, anne değil. Bu yüzden, ben bu kitabı annelerden ziyade babalara tavsiye ediyorum, umarım okurlar...

Kitabın arka kapak yazısı şöyle:

"Andrea otistik bir genç. Ne zaman başlayacağı bilinemeyen bir fırtına gibi. Parmak uçlarında yürüyor. Nesneleri büyük bir titizlikle sıralıyor. Birini tanımak istediğinde sarılıp karnına dokunuyor. İnsanlardan uzak, paralel bir evrende yaşayan Andrea hastalığının esiri ve babası Franco da oğlu uğruna savaşan bir şövalye, yılmayan ve hayal kurmayı bırakmayan bir şövalye...

Yıllarca modern, deneysel ve alternatif tıp yöntemlerinin hepsini denediler. Şimdi farklı bir yolculuğa çıkıyorlar. Ne pusulaları var ne de yol haritaları belli. Amerika'yı motosikletle bir uçtan öbür uca kat edip Guatemala ormanlarının derinliklerine dalıyorlar. Normal kabul edilenin geçerliliğini yitirdiği, aslında kimin farklı olduğunun belli olmadığı bir üç ay. Bu yolculukta Andrea timsahları sevip garsonlara sarılıyor ve şamanlarla iletişime girip arkasında kağıt parçacıklarından izler bırakıyor. Bu destansı yolculuk macera dolu, zorlu, şaşırtıcı ve gerçek. Tıpkı Andrea gibi.

Oturup kendine acımak yerine harekete geçmek gerek çünkü hayat sürprizlerle dolu. Ve her şey her an değişim halinde. İnanın."

12 Ağustos 2014 Salı

Barış Odaları / Aslı Der

Günışığı Kitaplığı yazarlarından Aslı Der'in yeni kitabı çıkmış.


Barış Odaları / Aslı Der

İlk iki kitabı yüz binlerce çocuğa ulaşan Küçük Cadı Şeroks'un üçüncü macerası!

Barışı bir kral mı, bir çocuk mu kurabilir?

Felsefenin derinliğini fantastik edebiyata taşıdığı çocuk romanlarıyla çok sevilen Aslı Der, Küçük Cadı Şeroks'un üçüncü macerasıyla okurla buluşuyor. Dizinin ikinci kitabı Büyük Tuzak'la Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) tarafından 2007 Yılın En İyi Çocuk Romanı ödülüne değer görülen ve 2010 yılında Uluslararası Çocuk Kitapları Kurulu (IBBY) Onur Listesi'ne giren yazar, dizinin üçüncü kitabında barış ve uzlaşma üzerine düşündürüyor. Sorunlara konuşarak ve tartışarak çözüm aramanın, barışı birlikte kurmanın önemine değinen roman, fantastik unsurlarla iç içe felsefi metni, tempolu kurgusu ve siyah-beyaz desenleriyle keyifli bir okuma vaat ediyor. Birlikte yaşamanın evrensel sorunlarını ve deneyimlerini hassasiyetle öyküleştirirken, çocuklara, eğitimcilere ve ailelere keyifli bir okuma ve tartışma olanağı sunuyor.

Prens Hortim'in aniden ortadan kaybolduğu Masallar Ülkesi'nde uğursuz bir sis hızla yayılmaktadır. halkın sorunlarını, anlaşmazlıkları tartışıp konuşarak çözümlemek için kurulan Barış Odaları'nın yerini uzun süredir Prens almıştır. halk her derdini ona anlatmaya, çözümü de doğrudan ondan öğrenmeye alıştığından, prens ortada olmayınca huzursuzluk tırmanır. Sarayda işleri ele alan Prenses Foreri'nin prensi bulmakla görevlendirdiği Küçük Cadı Şeroks, hain bir oyunu bozabilecek midir?

Aslı Der, 1975'te İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi'nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü'ndeki eğitimini tamamladı. İngilizce ve Fransızcadan çeviriler yaptı. Kitaplarına felsefe eğitiminin derinliğini ve zenginliğini taşıyan yazarın ilk kitabı Küçük Cadı Şeroks'un ikinci macerası Büyük Tuzak, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) tarafından 2007 Yılın En İyi Çocuk Romanı seçildi. Yazar, bu kitabıyla Uluslararası Çocuk Kitapları Kurulu'nun (IBBY) Onur Listesi'ne girdi. Son olarak Şeroks'un üçüncü macerası olan Barış Odaları'nı kaleme aldı. Fantastik çocuk romanları Tehlikeye 3 Yolculuk ve Kayıp Rüyacı'nın ardından ilk gençlik romanı Defne'yi Beklerken'i yazan Aslı Der, eşi ve iki çocuğuyla birlikte İstanbul'da yaşıyor.

3 Ağustos 2014 Pazar

Şifre / Martha Louise&Elisabeth Nordeng


"Çok büyük bir enerjik değişimin içinden geçiyoruz ve bu durum yaşadığımız hayatı sıradışı bir hale getiriyor. Bizi de etkileyen bu artan enerji akışı, hayatlarımızın değişmesine neden oluyor. Geçmişte bize önemli gelen bazı şeyler şimdi çok sıradan ve yüzeyseller. Hayatımızın her alanında, her zaman yapabileceğimizin en iyisini yapmak üzere koşullandırıldık. Şimdi ise, belki siz de bir değişime uğradınız. Hayatınızı sizin için anlamlı olacak şekilde, amacınıza uygun yaşamak istiyorsunuz. Ama bunu nasıl gerçekleştirebileceğiniz konusunda bir fikriniz yok. Belki spiritüel alanınızı çoktan açtınız bile, ancak her günkü yaşantınıza ugulamakta zorluk çekiyorsunuz. Spiritüel şifrenizi yeniden keşfetmek, bizim hayatlarımızı değiştirdiği gibi sizin de hayatınızı değiştirebilir."

Norveçkraliyet ailesinden Prenses Martha Louise ve melekler dünyası üzerine çalışmalarıyla tanınan Elisabeth Nordeng'in yazdığı bu kitap, spiritüel tarzda okumayı sevenler için birebir.

Kitap iki bölümden oluşuyor:
1.Spiritüel şifreye doğru
2.Spiritüel şifreniz aracılığıyla bağlantılar kurun

Birinci bölümde çakralar, fiziksel vücut, aura, spiritüel şifre ve spiritüel şifreyi keşfedin bölümleri yer alıyor. Bu bölümlerde kendinizi nasıl tanıyacağınız anlatılırken, buna yönelik egzersizler de veriliyor.
İkinci bölüm de kalbin kaynağı, yeryüzü, evren, hayattaki en iyi şey, melekler ve ayrılma başlıklarına ayrılmış ve yine meditasyonlarla zenginleştirilmiş.
En sonda ise, meditasyonlar için ipuçları verilmiş.

Kitabın arka kapak yazısı şöyle:
"Şifre, kişisel gücünüzü keşfederek hayatınızı değiştirebilmeniz için, yenilikçi meditasyon teknikleriyle yolunuza ışık tutan bir rehber niteliğinde. Spiritüel şifrenizi bularak kalbinizin kaynağına ulaşmak, ruhsal bir yolculuk yapmanızı sağlayacak. Böylece, koruyucu meleğinizin sevgisini hissedebilecek, kalbinizin gerçekte ne dediğini anlayacak ve kendi içsel gücünüzü keşfedeceksiniz.

Norveç kraliyet ailesinden Prenses Martha Louise ve melekler dünyası üzerind çalışmalarıyla tanınan Elisabeth Nordeng, öğrencilerinden ve müşterilerinden duydukları ilham verici hikayeler ile kendi kişisel tecrübelerini birleştirerek, kalbinizle, dünyayla, evrenle ve koruyucu meleğinizle nasıl bütünleşeceğinizi, içsel enerjinize nasıl ulaşacağınızı gösteriyor."